Özgür Özel: Üç harfli DEM DEM DEM
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin küme toplantısında açıklama yapıyor.
Özgür Özel’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Bir taraftan birileri siyaseti kutuplaştırmaya, bize hakaret ederek siyaseti tırmandırmaya, ana konuların konuşulmasını engellemeye çalışıyor.
Bunu Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından ve Devlet Bahçeli’nin bugünkü konuşmasından görüyorsunuz. Bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin görev olarak yapıldığı çok açık. Bu Parlamentoda iki destekçi kullanılmaktadır. İkisinin kablosunu takip ederek saraydaki bir odaya gidin. Biz onların seviyesine inmeyeceğiz.
Bizim derdimiz emeklinin emekli maaşı, yoksulun mutfağındaki tencere, marketin mutfağındaki yangın, asgari ücretlinin geçim seviyesi. TÜİK’in rakamları doğru değil ama o rakamlarla bile durumun ne kadar içler acısı olduğunu görmek gerekiyor.
Emeklilik konusunda teklifimiz en azından bir taban fiyatın olması yönündeydi. 10 bin lira kazanmak istiyorlar. 17 bin lira için elimizi kaldırdık. Buna karşı oy kullandılar. Milletimiz bunu görüyor. Bu çabanın karşılığı sandığa gittiğinde karşılığını alacaktır.
Toplumun çoğunluğu yoksullaşmaya devam ederken sarayda işler iyi gidiyor. Sarayın günlük maliyeti 33,6 milyon TL. Saray 1 dakikada 23 bin TL harcıyor. Sarayda her 27 saniyede bir pansiyon harcanıyor.
‘VERGİLERDE ADALET İSTİYORUZ’
DİSK Lideri Dilek Çerkezoğlu burada. DİSK ‘vergide adalet’ diyerek yürüdü. Günümüzde taban fiyattan vergi alınmıyor ancak asgari fiyat vergi hesaplamasına dahil ediliyor. İşçi Ocak ayında aldığı maaşını kaybediyor. Bunu Meclis gündemine sunduk. DİSK’in bu talebini hepimiz sahipleniyoruz; Vergilerde adalet istiyoruz.
‘HİÇ UTANMANIZ YOK MU?’
Recep Tayyip Erdoğan yola çıkarken “Hesabım simit çayı hesabıdır” dedi. Yazıklar olsun dedi ve oy istedi. Bugün Ankara’da 1 simit 10 TL. 1 Nisan’da yine 15 TL olacak. Çay da 15 TL. Bir çay, 1 simit 25 TL. Aile 5 kişi, 30 günde 11 bin 250 TL, emekli maaşı 10 bin TL. Hani Ecevit’e diyordun ki, ah Recep Tayyip Erdoğan senin hiç utanman yok mu?
‘DEM SÖYLE SEÇİMİ KAZANMANIN HESAPLARINI YAPIYORLAR’
Seçimden bu yana akaryakıt 40 TL’ye, motorin ise 18’den 42 TL’ye çıktı. Yetkiyi kardeşinize verin diyen Recep Tayyip Erdoğan bunu aldığı yetkiyle yaptı. Bu sabah Devlet Bahçeli, dün gece Erdoğan… 1 cümle var: DEM, DEM, DEM. Dem diyerek enflasyonu unutturmaya, artışları gizlemeye, seçimi kazanmaya çalışıyorlar.
Her siyasi partiyle olduğu kadar DEM Partisiyle de bağımız var. Bir bardak güçlü çay içiyoruz. Mecliste oturuyorlar, aynı masada yemek yiyorlar, şakalaşıyorlar, kamera karşısına geçince dolandırıcılık yapmaya başlıyorlar.
Bahçeli diyor ki DEM, Sayın Tayyip artış yapıyor. Sayın Bahçeli, insanların kaygısı DEM değil, artmasıdır.
DEPREMİN YILDÖNÜMÜNDE DEPREM BÖLGESİNDE OLACAĞIZ
Bu salon gelecek hafta boş olacak. Gelecek hafta, 6 Şubat. 50 bin 783 vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremin yıl dönümünde biz de tüm grup olarak deprem bölgesinde olacağız. Hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyoruz.
Bu deprem 3 trilyon dolar vergi toplayan bir hükümetin 21 yılında yaşandı. Bu, ülkeyi tek başına yöneten, yani hiçbir mazereti olmayan, kaynakların tam olduğu bir iktidar döneminde yaşandı. Bir önceki dönemi depreme hazırlık yapmamakla eleştiren, 8 kez imar affı çıkaran, 26 milyar gelir elde eden ama depremi güçlü şehirler yaratmak için değil, kendi gücü için kullanan bir iktidar döneminde yaşandı.
Depremin ardından hızla yola çıktık. Akşam saatlerinde deprem bölgesine vardık. Malatya Doğanşehir’e, oradan da Kahramanmaraş’a gittim. Hayatım boyunca rüyalarıma girecek görüntüler gördüm.
Bunun tekrar olacağını biliyoruz ama afete dayanıklı şehirler yaratmak iktidar partisinin misyonudur. O dönemde depreme yönelik hiçbir hazırlık yapılmadığını gördük. İlk hafta inanılmaz bir koordinasyon eksikliği gördük. İlk saatte inanılmaz bir kibir ve kaygı gördük. Belediyelerden alınan yardımlarda muhalefet partilerinin engellendiğini ve dışarıda bekletildiğini gördük. Darbe paranoyası nedeniyle tüm ordunun içeride tutulduğunu, enkaz altında on binlerce canın öldürüldüğünü gördük. Bunları hatırlamakta fayda var. Ecevit hükümetine 3 gündür çadır dağıtmadıklarını söyleyenlerin Hatay’da 35’inci günde çadır dağıtamadıklarını gördük. Kendi denemeleriyle sınandılar ama en ağır bedeli yoksullar ödedi.
Halk yardım beklerken halkın telefonlarına IBAN gönderdiler. Tam çadır olmadığını düşünürken Kızılay’ın çadır sattığını öğrendik. Asrın felaketi dediler ama milleti asrın ihmaliyle baş başa bıraktılar.
Erdoğan, 8-9-10 Şubat’ta yaptığı açıklamalarda, “Yıkılan evlerin tamamını 1 yıl içinde teslim edeceğiz” dedi. “650 bin konuta ihtiyaç var. 1 yıl içinde 319 bin konut yapacağız” dedi. Önümüzdeki hafta 1 yıl geliyor. 1 yılda temeli atılan konut sayısı 250 olup, teslim edilen 47 köy evi bulunmaktadır. Ama evi önümüzdeki hafta teslim edeceğini söylüyor. Önümüzdeki hafta 46 bini teslim edecek. Gerçekleşme oranı ise yüzde 7. Bu sözlere uymak boynumuzun borcudur.
Bu evler yapılmazsa ne olur? 1,5 yaşındaki Tabiat ve İsacan orada ölüyor. Çadırda kimsenin kalmadığını söyleyerek, ailenin çadırına merhum şehidin bayrağını asıyorlar.
Yerel seçimlere gidiyoruz. 25 yıl boyunca şehirlerimizi kötü yönettiler. Öte yandan 2019 yılında buna kafa tutan İstanbullular dur dedi. Ankara, dinozor ticaretinden yola çıkarak Ankara’ya parsel parsel satan anlayışa dur dedi. 11 ilde israfa ve kentsel suçlara dur dediler. O günden bu yana CHP’nin, Millet İttifakının ve hatta Türk ittifakının seçtiği belediye başkanlarımız onurlu bir şekilde ülkeyi yönetiyor.
Erdoğan İstanbul’u belediye olarak yönetirse iki katı parayla işin yarısını yapacak. Dört kat fark var. Biz meydan okuyoruz. Eskiden yağmur yağardı, Üsküdar göl olurdu. Pandemi döneminde İstanbul’da benzeri görülmemiş bir altyapı çalışması yürütüyoruz dediler. Şimdi o şehirlere dönmek istiyorlar. Hırsızların saltanatını yıktık, şimdi hırsızlar diyor ki geri mi dönelim? Sahip olduğumuz tüm büyük şehirlere diyoruz ki, elinizdekilere sahip çıkın, çalışkan belediye başkanları.
Detaylar geliyor…
(HABER MERKEZİ)